Hasan Öztürk’ten iletişimcilere “Medyada Algı Yönetimi” dersi

İletişim Platformu’nun geleneksel hale getirdiği “İletişim Buluşmaları”na konuk olan Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk “Medyada Algı Yönetimi” konulu bir konuşma gerçekleştirdi.

Fatih’teki Topkapı Sosyal Tesislerinde gerçekleştirilen programın açılış konuşmasını yapan İletişim Platformu’nun çiçeği burnunda başkanı İsmail Hakkı Erol, platformun yeni döneme aktif bir şekilde girdiğini söyledi.

Özellikle İletişim öğrencilerinin katılımlarını beklediklerini belirten Erol, “Amacımız milli manevi değerlere bağlı gençler yetiştirmek. Milli değerlere bağlı ve bu değerlerle yürüyecek arkadaşlara ihtiyacımız var” dedi.

Amaçlarının bir meslek standardı oluşturmaktan çok insan standardı oluşturmak olduğunu vurgulayan Erol, şunları kaydetti:
“Biz İletişim Platformu olarak bu standartlarda insan yetiştirmek. İletişim sektöründe insana yatırıma yönelik eksiklik var ancak çuvaldızı da kendimize batırmamız gerek. Çünkü iletişimcilerin donanımlı olması gerek. Biz bir zamanlar derdimizi “şerefsiz medya” sloganıyla ifade ediyorduk. Bugün “şerefli medya” sloganı üzerinden adımlar atıyoruz.”
Erol son olarak medya okur-yazarlığı dersinin iletişim fakültesi mezunlarınca verilmesine yönelik Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile bir görüşme gerçekleştireceklerini, en kısa zamanda kendilerini konuk edeceği müjdesini verdi.

“İletişim Platformu bu işin derdini çekiyor”

Ardından söz alan Hasan Öztürk, “Medyada Algı Yönetimi” konulu bir konuşma gerçekleştirdi.
Öztürk, öğrenci evi meselesini duyduğunda İletişim Platformu’nun bu işin derdini çektiğini anladığını dile getirerek şöyle devam etti:
“Size saygı duyuyorum çünkü bugünlerde ana sorunlarımızdan birisi genç arkadaşlarımızın istikamet meselesi. Yani kazanmak üzerine mi bir hayat inşa edeceğiz? Peki daha ne kadar sekülerleşeceğiz ne kadar daha dünyevileşeceğiz ne kadar daha doymamış bir kalple yaşayacağız. Müslümanların bu dönemdeki ana meselesi bu hale geldi.”

Öztürk, son dönemde haklı olma üzerine bir hayat yaşamayı arzularken ya da öyle düşünürken artık doymayan bir kalp ve sürekli kazanma üzerine kurgulanmış bir hayatı yaşar olduğumuzu belirtti.
Bu ana sorunun çözüm yolunun “dertli olmak”tan geçtiğiniz kaydeden Öztürk, “Bu bir Pazar sabahı buraya gelebilmek gibi bir şey sanırım” dedi.

“Gezi’den sonra algı yönetim meselesine kafa yorduk”

Gezi Olayları’ndan sonra bir algı yönetim meselesine kafa yorduklarını ifade eden Öztürk, şöyle devam etti:
“Çünkü bu kavram hayatımızda daha çok belirleyici daha çok gündeme geldi o zamandan bu zamana. o zaman soruyu şuradan soralım: Gezi’de iki fotoğraf vardı; birisi Gezi Parkı çadırları ve oynayan çocuklar; diğeri de Taksim Meydanı. Bakın iki düşünce ya da iki aks, iki görüntü üzerinden iletişim savaşı verildi. İletişimde algı meselesini aynı alanda Gezi Parkı ve Taksim Meydanı’nı düşünün, yarıya bölünmüş. Bir bölümde çiçek böcek işleriyle uğraşan gençler üzerinden bir algı yönetiliyor aynı alanın diğer tarafında canlı yayın araçlarını yakan marjinalleşmiş devlet düşmanı, halk düşmanı, insanlık düşmanı, ne olduğu belli olmayan teröristler, militanlar. Mesele bu! Soruyorum hangisi gerçek? İkisi de. Hangisi yalan? Hiçbiri. Doğrusu ne? İkisi de… Sonuç olarak iki fotoğrafta gerçek”

Küçük beyaz tavuk meselesinin çok mühim olduğunu vurgulayan Öztürk, “Algı yönetiminde önce algıda seçiciliği bilmemiz gerekiyor ki önce izleyici okuyucu ya da mesajı alacak olan neye odaklanıyor, neyi istiyor meselesini bilelim ve ona göre bu algıyı yönetelim” diye konuştu.

Algıyı yönetme meselesinin çözümü

Bir televizyoncu olarak konuştuğunu ifade eden Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:
“Algı yönetimi meselesi çok kullanılan bir kavram olarak karşımızda duruyor. Şunu bilmeliyiz; mesaj mutlaka muhatabına ulaşır. Mesaj muhatabına ulaşıyorsa biz bunu nasıl vereceğimizi bilirsek o algıyı yönetme meselesini çözeriz diye düşünüyorum”

Konuşmanın ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Hasan Öztürk’e İsmail Hakkı Ero tarafından plaket takdim edildi.

Yukarı Çık